Halk Müziği

Tar

Halk Müziği

Tar

AZERBAYCAN TARI

İsmine ne zaman tar denildiği bilinmeyen bu saz, Azerbaycan halkının bir milli musiki aleti durumundadır. Tar kelimesi Farsça olup Asya dillerinden Sanskritçeye de geçmiştir. ‘Tel’ anlamına gelmektedir.
Ney üfleyene neyzen denildiği gibi tar çalana da ‘tarzen’ yada ‘tarist’ denilmektedir. Azerbaycan, İran, Nahcıvan, Gürcistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Türkiye de yaygın bir çalgıdır. Önceleri bağlama gibi büyük bir gövdeye sahip olan tar ki adı ‘Şiraz Tarı’dır. Dize konularak çalınmaktadır. Ancak 19. yy’ın ikinci yarısında Azerbaycanlı tarzen Sadıkcan Esadoğlu tarafından hem tel sayısı arttırılarak hem de gövdesi küçültülerek göğüste çalınmaya başlanmıştır. Eskiden üç çift teli olan tar, ahenk tellerinin eklenmesiyle on bir tele çıkmıştır. Bu sistem değişikliği ile beraber çalma tekniği de değişmiş, daha seri (özellikle tremolo ile) teknik ve icra tarzıyla büyük formlu eserler de çalınmaya başlanmıştır.
Azerbaycan Tarı
Tar’ın iki buçuk oktav ses sahası vardır. İkinci çizgi Do Anahtarı (mezzosoprano) kullanır. Diyapozona göre yarım ton transpoze bir sazdır. Hem geleneksel makam musikisinde, hem de özel olarak yazılmış orta ve büyük formlu eserlerde icra edilmektedir. Tar’ın sesi için musikişinaslar bir benzetme de yapmışlardır. Tar’ın alt telinin (ağsim); su gibi akıcı, orta telinin (sarısim); ateş gibi yakıcı, üst telinin ise (köksim); toprak gibi sabitleyici olduğunu söylemişlerdir. Hakikaten dikkatle kulak verildiğinde bu etkiyi bırakmaktadır. Eğitimleri birebir olup nota, solfej, armoni destekli sürdürülmektedir.

Tar

AZERBAYCAN TARI

İsmine ne zaman tar denildiği bilinmeyen bu saz, Azerbaycan halkının bir milli musiki aleti durumundadır. Tar kelimesi Farsça olup Asya dillerinden Sanskritçeye de geçmiştir. ‘Tel’ anlamına gelmektedir.

Ney üfleyene neyzen denildiği gibi tar çalana da ‘tarzen’ yada ‘tarist’ denilmektedir.
Azerbaycan, İran, Nahcıvan, Gürcistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Türkiye de yaygın bir çalgıdır.

Önceleri bağlama gibi büyük bir gövdeye sahip olan tar ki adı ‘Şiraz Tarı’dır. Dize konularak çalınmaktadır. Ancak 19. yy’ın ikinci yarısında Azerbaycanlı tarzen Sadıkcan Esadoğlu tarafından hem tel sayısı arttırılarak hem de gövdesi küçültülerek göğüste çalınmaya başlanmıştır.

Eskiden üç çift teli olan tar, ahenk tellerinin eklenmesiyle on bir tele çıkmıştır. Bu sistem değişikliği ile beraber çalma tekniği de değişmiş, daha seri (özellikle tremolo ile) teknik ve icra tarzıyla büyük formlu eserler de çalınmaya başlanmıştır.

Tar’ın iki buçuk oktav ses sahası vardır. İkinci çizgi Do Anahtarı (mezzosoprano) kullanır. Diyapozona göre yarım ton transpoze bir sazdır. Hem geleneksel makam musikisinde, hem de özel olarak yazılmış orta ve büyük formlu eserlerde icra edilmektedir.

Tar’ın sesi için musikişinaslar bir benzetme de yapmışlardır. Tar’ın alt telinin (ağsim); su gibi akıcı, orta telinin (sarısim); ateş gibi yakıcı, üst telinin ise (köksim); toprak gibi sabitleyici olduğunu söylemişlerdir.

Hakikaten dikkatle kulak verildiğinde bu etkiyi bırakmaktadır. Eğitimleri birebir olup nota, solfej, armoni destekli sürdürülmektedir.

Scroll to Top